Monday, November 29, 2010

bütün varoluşunu "beni beğenecekler mi?",
"beni seviyor mu?", "rahatsız eder miyim?"
kaygısı üzerine kuruyorsan, bil ki sonun hüsran...

bir küçük serzeniş, sıradan bir tenkit ya da kadirbilmezlik,
acılar pahasına kurduğun o "mükemmel kale"yi yerle bir edebilir.

ölüm ilanını kaleme alacağına azat et kendini...
seni, sen diye kabul edip sevecekleri sev.

eleştir, ki onun için "özel biri" olabilesin.
kendini, kendine beğendir herkesten önce...
kimseye beğendirmek için de kendinden vazgeçme.

acıyı göze al,
çünkü dostoyevski'nin dedigi gibi,
"insanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan evladır."
can dündar


No comments: